-Ben dünyada iken hamaldım; insanların yüklerini taşır, geçimimi sağlardım. Günün birinde bir adamın odunlarını taşıyordum; odunlarından bir kıymık parçası alıp dişlerimi karıştırmıştım. Öldüğüm günden beri o kıymık parçasından dolayı hesaba çekiliyorum.” (Ruhu’l Beyan 2-171)
Bu hikayenin de vurgulamak istediği gibi küçücük bir kıymık parçasından çekilecekken zahmetsiz, haram yollarla kazanılan onca insanın hakkı olan milli piyangodan kazanılan veya ona yatırılan paradan sual eylemez mi Rabbim!
Bir kıymığın hakkını isteyen kul milli piyongoya yatırılan paranın hakkını istemez mi! Şikayetçi olmaz mı zannedersin! Mahşer günü yakaracak Rabbime ve diyecekki “Rabbim ben alın teri ile helalinden kazanmaya çalışırken bu kulun kolaya kaçmak için para kazanmaya çalıştı şikayetçiyim”. Eşin çocuğun şikayet edecek boğazlarından haram lokma geçirdiğin için ne hesap vereceksin söyle!.
Rabbim kullarını rızıksız bırakır zannına mı kapıldın yoksa! O ki yarattığı her bir canlının rızkını da yarattı. Tefekkür nazarıyla bak şu kainata ufacık bir karıncanın rızkını veren Rabbim seni mi unutacak! Seni rızıksız mı bırakacak! Sen elinden geleni yap gayret et ve gerisini Allah’a bırak. Unutma ki emeksiz yemek helal olmaz.
Üstad Necip Fazıl ne ince söylemiş;
“Kolay mı Kaf dağını çevirmek dolay dolay
Var ol ey ulvi zorluk, yere bat sefil kolay”
Zorluklarla kazanılan rızık ne kadar kıymetli gelir insana. Tadı hiç eksilmez damağımızdan.
Cenneti arzu eden insana zor gelir mi helalinden kazanmaya çalışmak, harama girmekten korkmak, piyango gibi şans oyunlarına buğz ederek bakmak.
Ye’ise kapılma kardeşim! Rabbim küçük karıncanın ayak seslerini duyuyorken, senin kalbindeki yarışlarını da duyuyor elbette. Rabbim sana en güzel şekilde gönderecek rızkını sabret!
Kalbimden böyle bir niye geçiriyorsan kardeşim vazgeç! Deki! “Rabbim senin için, senin rızan için, piyangodan bilet almayacağım. Rızkımı bana helal yollarla ver, beni harama bulaşmaktan muhafaza eyle” -Amin-