10 Adımda Özgüven Kazanma
Sokakta, evde, okulda, aşkta ya da işte. Bir şeyler ters gidiyorsa, kendimizi eksik hissediyorsak; ortada ciddi bir problem olabilir. Ben böyle iyiyim deyip geçmemeliyiz. Başlarda ufak bir problem gibi gözüken özgüven eksikliği biz insanların hayatlarında derin boşluklar ve kalıcı izler bırakabilir. Günlük hayatımızın her alanında bizi etkileyecek olan özgüven eksikliğini ortadan kaldırmalıyız ki verimli ve mutlu bir hayat sürelim.
Güvende ve mutlu hissetmiyorsak bunun normal olmadığını biliriz. Özgüven eksikliğimizin olup olmadığını anlamak için her şeyden önce kendimizi tanımalıyız. Aynanın karşısına geçtiğimiz zaman aksimize sorduğumuz “Ben kimim?” sorusunun cevabını içten ve korkusuzca verebiliyorsak eğer, tebrikler! Özgüven eksikliğimiz yok. Peki ya veremiyorsak?
Kendinize bakınca görmeniz gereken insanı göremiyorsanız eğer özgüven eksikliğiniz var demektir. Peki ya nedir bu özgüven?
Özgüven Nedir?
Kişinin kendi değeri hakkında ki öznel değerlendirmesi bütünüdür özgüven. Yukarıda da dediğim gibi; bir ayna karşısında durup “Ben kimim?” sorusuna verdiği olumlu ve olumsuz yorumlar, cevaplar bütünüdür. Aynada ki aksinize karşı olan düşünceleriniz, bu düşüncelerle oluşan ve tamamlanan duygularınız, buna bağlı olarak da bu duygu ve düşünceleri ifade etmek adına sergilediğiniz davranışlar bütünüdür. Bir örnek mi istiyorsunuz? Aynada ki aksinize sorduğunuz sorudan aldığınız ilk cevap; “Oldukça zeki bir insanım!” olursa bunun getirdiği duygu; “Gurur”dur. Gururu ifade etme biçimi ise; dikkat ve iddiacılıktır. Tabi zekiliğin verdiği duygu “Kibir” ise işler değişir. Duygu kibir ise; ifade biçimi aşağılama olabiliyor. Bunlar kişiden kişiye değişiyor. (Bildiğiniz gibi her bir ruh ve karakter birbirinden farklıdır.) Başka bir örnek! Aynadaki aksiniz; “O sınavı asla kazanamayacağım!” diyorsa, bunun size verdiği duygu “Umutsuzluk” ve ifade etme şekli de motivasyon düşüklüğü sebebi ise tembelliktir.
Özgüveni hayatınızda devamlı yer alacak olan bir kişilik özelliği ya da geçici bir psikolojik durum olarak düşünebilirsiniz. Bu arada özgüven her zaman genel olarak değerlendirilemez. Genel bir kavram olarak düşünülebilen özgüven, sınırlı bir alan içinde geçerli olabilir. Örnek verecek olursak eğer; “Ördüğüm danteller çok hoş oluyor, bu yüzden kendimle gurur duyuyorum.” gibi sınırlandırılmış olabilir. “Yardımsever bir insan olduğumu düşünüyorum ve bundan dolayı kendimle her zaman gurur duyuyorum!” gibi genel anlamda da olabilir. Bunu kişinin karakteristik özellikleri, yetiştirilme biçimi ve kişiliği belirliyor.
Bence özgüvenin seviyeleri arasında ince bir çizgi var ve bu çizginin vermiş olduğu davranış şekilleri. Fazla özgüven kişide: kibir, küçük görme eğilimi, aşağılama, kıyaslama, devamlı eleştirme, zor beğenme ve buna benzer; günlük hayatında, sosyal hayatında ve ilişkilerinde onun için olumlu sonuçlar vermeyecek duygu durumlarına ve davranış bozukluklarına yol açıyor. Eksik özgüven ise; umutsuzluk, mutsuzluk, güvende hissetmeme, kararsızlık, depresyon gibi yine günlük ve sosyal hayatı, ikili ilişkileri etkileyecek davranış bozukluklarına yol açıyor. Buradan anlamamız gereken şey ise; içimizde barındırdığımız özgüven seviyesini iyi ayarlamak. Çoğu da azı da zarar olan özgüvenin yeteri kadar olanı sizleri daha başarılı, sosyal birisi yapar ve verimli bir hayat yaşamanızı sağlar.
Özgüveni yerinde olan bir insan kendisinden memnun olur, bu da peşinde insanlara olan memnunluğu da sürükler. Çevresi ve başta kendisi ile barışık olur. Mutlu, pozitif ve başarılı olur. Tüm bunlarda verimli bir hayat geçirmesine sebep olur. Peki ya özgüven eksikliği nedir?
Özgüven Eksikliği Nedir ve Nasıl Oluşur?
Özgüven eksikliği için genel bir tanım vermek gerekirse eğer; kişinin kendisinden şüphe duyması, günlük ve sosyal hayatında pasif olması, herhangi bir haksızlığa ya da zorbalığa boyun eğmesi, her girdiği ortamda kabul görmek için aşırı uyum gösterme ya da göstermemesi, devamlı yalnız kalma isteği ve toplum içinde yalnız kalması, kişiliğine ya da ortaya sunduğu bir şeye yapılan eleştirilere karşı çok hassas olması, kendine güvensizliği, depresyon ve aşağılanma duygusu bunların sonucunda da sevilmediğini hissetmesi gibi durumlardır. Bu durumların oluşturduğu bütünün adı özgüven eksikliğidir.
Bu özelliklerden her hangi birini ya da birden fazlasını taşıyorsanız, sizde de özgüven eksikliği var demektir. Özgüven eksikliğinin çok küçük yaşlarda başladığını ve giderek büyüdüğünü, tüm bunların sonucunda ise; depresyon, sosyal fobi, kaygı bozukluğu, dikkat dağınıklığı gibi psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
Peki ya özgüven eksikliği nasıl ortaya çıkar?
ο Kişinin kendini veya yeteneklerini acımasız bir şekilde eleştirmesi sonucunda, güven kaybı yaşaması mümkün.
ο Günlük hayatta ya da uzun vadede yaşayan olayları, gerçekte olduklarından daha kötü bir şekilde değerlendirmek, umutsuzluğa ve mutsuzluğa sürükler. (Hayata toz pembe bakmayın, fakat simsiyah bir şekilde de bakmayın!)
ο Gerçekçi olmayan hedefler belirleme, yakın vadede ise ulaşamayınca hayal kırıklıkları yaşama. (Bu da kendini tanımamaktan kaynaklanıyor.)
ο “Başaramayacağım” korkusu. Başarısızlıkları bir hayal kırıklığı gibi ve olumsuz olayları yaşanan bir deneyim gibi algılayıp, pes etmemektense; bu olayların üzerinde gereğinden fazla durma da peşi sıra umutsuzluğu ve mutsuzluğu sürükler.
ο Tüm bunlar kişiyi pasif, çekingen, özgüveni olmayan, arka planda kalmayı tercih eden, bireyler haline getiriyor. Hayatta ki en ufak şeyden korkan kişinin içinde ki girişimcilik ruhu yok oluyor ve buna bağlı olarak tüm hayatı değişiyor.
Özgüven Eksikliğinin Belirtileri
Özgüven eksikliği birçok psikolojik rahatsızlığa yol açan ve insan hayatını oldukça kötü etkileyen bir durumdur. Peki ya özgüven eksikliğinin belirtileri nelerdir?
ο “Hayır!” diyememe. İkili ya da çoklu ilişkilerde sınır koyamama, diğer bir tabir ile başkası tarafından kullanılma.
ο Kişiliğine ya da ürettiği, yaptığı herhangi bir duruma karşı yapılan eleştiriye karşı aşırı hassas olma durumu.
ο Sosyal ortamlarda hayalet gibi olma, bu ortamlardan köşe bucak kaçma. Bir başkasının ya da topluluğun önünde sunum yapma, konuşma yapmaktan çekinme.
ο İki şeyi ya da birçok şeyi birbiri ile kıyaslama durumu.
ο Kendini değersiz, yetersiz ve başarısız olarak görme durumu. Hiçbir işi yapamadığını ve kimsenin kendini sevmediğini düşünme.
ο Bir hayli hızlı şekilde umutsuzluğa kapılma durumu. Çabuk pes etme.
ο Diğer insanlar tarafından reddedilme korkusu ve önemsenmeme düşüncesi. Bundan dolayı da hiçbir ortama girmeme.
ο Karasızlık. Herhangi bir kararı almakta zorlanma. Bu ufak bir şey de olabilir büyük bir şey de, örneğin iki rengin arasında ya da iki kıyafetin arasında kalmak gibi.
ο Hayattan, çevreden ve kendinden düşük beklentilere sahip olma durumu.
ο Aynada ki aksini beğenmeme, fiziğini devamlı eleştirme. Tüm bu olumsuzluklardan dolayı olumlu yanlarını görmezden gelme.
ο Toplum içinde sevilmeyeceğini düşünme, suçluluk ve utanç hissini ağır bir şekilde yaşama.
ο Fikrini beyan ettiği takdirde, onaylanmayacağını ya da küçük düşüp; aşağılanacağını düşünme. Bu yüzden de hiç bir zaman fikrini söylememe. Sessiz kalma durumu.
ο Her olayda ya da eylemde başkalarına ihtiyaç duyma.
ο Her hangi bir şey için risk alamama.
Özgüven Merdivenleri
Özgüven merdivenlerini sağlıklı bir biçimde tırmanmak için öncelikle aynanın karşısına geçip, kendinize “Ben kimim?” sorusunu sormalısınız. Bu soruya verdiğiniz cevaplar sizin için çok önemli. Neden mi? Çünkü kendinizi ne kadar çok tanırsanız o kadar kolay olur özgüven kazanmak. Sorunun cevabını öğrendikten sonra sizleri bu eksikliğe sürükleyen güvensizliklerinizi, kendinizde eksik gördüğünüz şeyleri bir kağıda yazın. Bu bir sivilce, boyunuzun kısalığı ya da bazılarınıza göre uzunluğu olabilir. Kendinizi bir kağıda dökün, bakalım neleri sevmiyorsunuz. Sadece rahatsız olduğunuz fiziksel özellikleri değil mesela, arkadaşlarınız bir şey yapmanızı istedikleri zaman “Hayır!” diyemiyorsanız bu da bir belirtidir; yazın. Daha sonra ise…
Paylaşmayı Deneyin!
İnsan için en önemli durumlardan biridir paylaşmak. Ve unutmayın sadece mutluluk değildir paylaşılacak olan. Bazen biraz acı ve belki sorunlarınız. Her hangi bir arkadaşınızı alın karşınıza ve anlatın ona. Kağıda yazdığınız sorunlardan bahsedin, çözümleri hakkında münakaşa edin. Eğer bir arkadaşınız yoksa, paylaşacağınız kişi bir uzman da olabilir. Hatta bana kalırsa bu daha iyi olur, çünkü doğru yönlendirme ile daha çabuk özgüven kazanmak mümkündür. Paylaştıktan sonra aklınızda büyüyüp duran ve sizi devamlı geri adım atmaya zorlayan sorunlarınızın, sizi eskisi kadar sıkmadığını fark edeceksiniz. Paylaşın!
“Bir dert atlatıldıktan sonra, insana bir kazanç olur.” (Goethe)
Hatalarınızı Süpürün!
Elinize hayali bir süpürge alın ve önünüze çıkan hataları kucaklamak yerine onları süpürün. Hayat tek taraflı bir yoldur ve doğumdan ölüme kadar insan birçok kez hata yapabilir. Doğruyu ve yanlışı ayırt etmenin en kolay yoludur hata yapmak. Ve unutmayın mükemmel insan yoktur. “O dört dörtlük!” dediğiniz insanın bile hataları vardır. Ve önemli olansa bu hatalardan bir ders çıkarıp, daha sonra onları süpürmektir. Bir hataya takılıp onu kucaklamamalıyız. Hataları süpürüp devam etmeliyiz. Çünkü hatalarınızın hiç biri kalıcı değildir. Ufak can sıkıntıları yüzünden onları fazla düşünmeyin, Süpürün gitsin!
“Hata yapmak moral bozucudur, ama kimsenin fark edemeyeceği kadar önemsiz olduğunu öğrendiğinizde utanç vericidir.” (Chuck Daly)
Kendinizi Keşfedin!
Her birimiz bir diğerimizden farklıyız öyle değil mi? Bir elin beş parmağı bile birbirinden farklıyken biz nasıl aynı oluruz? İnsanlar doğarken farklı ve kendilerine özgü yetenekler ile doğarlar. Önemli olan bu ortaya çıkarmak ve kullanmaktır. Sizinde elbette uğraştığınız hobileriniz ve üzerine gittiğiniz yetenekleriniz vardır. Olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ve merdivenlerin başına dönmelisiniz, zira bir adım eksik olursa sizde bir adım eksik kalırsınız. Yeteneklerinizi ve başarılı olduğunuz yönleri bir kağıda yazın. Bu bir; spor dalı, hobi, sanat veya hayvan sevgisi bile olabilir. Bu yeteneğinizin üzerine gidin ve onu geliştirin. Hayatınıza sizinle ilgi alanları aynı olan yeni arkadaşlar alın, onlarla keyifli vakitler geçirin. Kısacası Kendinizi Keşfedin!
“Sürekli olarak kendini yönetebilmek, insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir.” (Bertrand Russell)
Sahip Olduklarınız İçin Teşekkür Edin!
Bu adımları geçtikten sonra iş, aşk ve günlük hayatınızda düzelmeler olduğunu fark edeceksiniz. Yeni arkadaşlar, yeni uğraşlar, yeni bir iş… Hayatınıza sahip olduğunuz yeni şeyler eklenecek durmadan. Tüm bunların farkında olmalı ve bunlar için şükretmeliyiz. Hayatımızda olumlu veya olumsuz ne kadar durum varsa; bunlar yüzünden isyan değil teşekkür etmeliyiz. Hiçbir şeyim yok! diyen bir insan çok fazla yanılıyordur. “Sağlığınız var mı?”, “Gözünüz ve görme duyunuz var mı?”, “Burnunuz ve koklama duyunuz?”, “Duyma, konuşma, dokunma, hissetme?” Hepsine sahip misiniz? Bakın şükretmek için bir sürü neden bulduk. Sahip olduklarınız için teşekkür edin.
“Çok şükür hayattayız, bizim için en önemlisi de bu.” (Stefanie Zweig)
Hayata Karşı Pozitif Olun!
Bu merdivenlerden belki de en önemlisi bu basamak! Hayatınıza karşı, hayatınıza aldığınız kişilere ve en önemlisi de kendinize karşı pozitif olun. Böyle hissetmiyor olabilirsiniz, lakin hislerinizi kontrol etmek sizin elinizde. Hissetmiyorsanız bile pozitif davranın ve bir süre sonra kendinizde oluşan değişimin farkına varın. Her ne olursa olsun bunu kötü olarak değerlendirip o şekilde bırakmayın. Kötünün iyi yönlerini bulun ve onu keyifli bit deneyim gibi düşünün. Kendinizde ki ya da başkasında ki kötü durumları negatiflikle bağdaştırıp, umutsuzluğu çağırmayın. Özellikle başkalarının acılarına sempati duymaktan vazgeçin. Kendinizi küçümser ve nefret ederseniz, başarısızlığı kendi ellerinizle davet etmiş olursunuz. William James diyor ki; bir şeyden korkuyorsanız hiç korkmuyormuş gibi davranın bir süre sonra buna alışmış olacaksınız ve korkularınızı yenmiş olacaksınız. Kendiniz hakkında olumlu düşünürseniz bir süre sonra buna da inanmış olursunuz. Devamlı düşünürseniz inanırsınız! Hayata karşı pozitif olun!
“Unutmayın, zihniniz en büyük servetinizdir; o yüzden içine ne koyduğunuza dikkat edin.” (Robert Kiyosaki)
Övülüyorsanız Kibre Kapılmayın! Kibar Bir Şekilde Kabul Edin!
Tüm bu basamakları tırmandıktan sonra yolun yarısına gelmiş oluyorsunuz zaten. Bu yolda birçok yeteneğe ve başarıya sahip oluyorsunuz. Fakat bundan sonrası da çok önemli. Hatta en kritik noktalardan birisidir, bu basamak. Hatta kazandığınız özgüvenin yönlenmesinde en önemli rolü oynar bu basamak. Çevrenizde elbette başarılarınızı öven insanlar olacak. Peki ya siz ne yapacaksınız? Kibre kapılıp, fazla özgüven sahibi olmayı mı tercih edeceksiniz? Yoksa kibar bir şekilde övgüleri kabul edip, kendinizle gurur mu duyacaksınız? Bu iki seçenek sizin kim olduğunuzu belirleyecek. Her şey sizin elinizde. Kibir ve gurur arasında ki ince çizgiden nereye adım atacaksınız?
“Kibir ve inat, bir kişinin kendini önce mükemmeI görmesini sonra da sonunu oIuşturur.” (ToIstoy)
Aynadaki Aksine Gülümse!
Kibre kapılmadan geçtiğin bu basamaktan sonra belki de yapman gereken en kolay basamağa geldik. Tüm bu basamaklardan çıktıktan sonra hala bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyor ve yorgun hissediyorsan yapman gereken çok basit. Öncelikle derin bir nefes al, daha sonra aynanın karşına geç. Aksini görüyorsun öyle değil mi? Şimdi ise kocaman gülümse. Ne! Ben deli miyim kendi kendime gülümseyeceğim! deme. Gülümse bak, evet böyle kocaman. Aksinde sana gülümsüyor değil mi? İşte bu bir kuramdır. Facial Feedback kuramı (Yüz geri bildirim kuramı), yani aynaya bakıp gülümsediğiniz zaman beyninizde belirli duygular oluşuyor. Bu da insanın kendisini sevmesine ve daha kolay mutlu olmasına yarıyor.
“Siz kendinize inanın, başkaları size inanacaktır.” (Tacitus)
Kurallar Koyun ve Her Ne Olursa Olsun, Sadık Kalın!
Bunu genel olarak özetlemek gerekirse, insanlara “Hayır!” demeyi öğrenin. İnanın bana hayır demeyi öğrendikçe ve bunu korkusuzca uyguladıkça; kendinize olan saygınız ve güveniniz artacak. Kendinize kurallar koyun. Hayatta ve ilişkilerinizde sizi yanıltacak, size zarar verecek şeyleri yapmayacağınıza dair ilkeler edinin. Daha sonra bu edindiğiniz ilkeleri uygulamaya koyun, hayatınızın daha da düzenli bir hal aldığına tanık olacaksınız. Fakat! Bir arkadaş ortamında ya da başka bir yerde kurallarınızı ihlal edecek bir davranış sergilemeniz istediğinde ona “Hayır!” diyebilmelisiniz. Tekrar başa dönmek istemezsiniz öyle değil mi? “Hayır” demeyi öğrenin ve ilkelerinize sadık kalın!
“Ya susmak ya da suskunluktan daha kıymetli bir söz söylemek gerekir.” (Pisagor)
Kendinize ve Çevrenizdekilere Karşı Nazik Olun!
Bana göre kibar insanlar her zaman bir adım öndedir. Nedeni ise; ham kendilerine hem de insanlara olan saygılarıdır. Kişinin diğerlerine saygısı varsa onları da kendisi gibi görüp daha nazik davranacaktır. Size yardım edenlere karşı güzel sözler söyleyin. Ya da teşekkür edin. En basiti budur. Diğer insanların hayatlarında olumlu bir etki bıraktığınız takdirde kendinize olan güveninizin arttığını fark edeceksiniz. Kendinize ve çevrenizdekilere karşı nazik olun!
“İnceIik, kanIarını kaynatmadan insanIarın aItIarında ateş yakma sanatıdır.” (FrankIin P. Jones)
Mükemmeliyetçilikten Kaçının!

Kimse dört dörtlük değildir bunu unutmayın. Bu son basamak hayatınızın her yerinde sizler için var olacak bir tuzaktır aslında. Kendinizde olmayan bir özelliği varmış gibi göstermekten kaçının. Mükemmel olmanıza gerek yok ki! Bu şekilde de seviliyorsunuz. Mükemmel olmaya çalışmak beraberinde hırs getirir. Hırs ise kin, nefret ve kibir. En yüksekten aşağıya düşmek istemezsiniz öyle değil mi? Bu yüzden kendinizi ve kalbinizi olduğu gibi kabullenin ve mükemmel olan her şeyden uzak durun. Bundan vazgeçemiyorum diyorsanız eğer; mükemmeliyetçi düşünce aklınıza geldiği an onu süpürge ile kovalayın. Bu şekilde kendinizi ve etrafınızdakileri olduğu gibi sevebilirsiniz. Mükemmel olmayabilirsiniz, sahte olmayın yeter!
“Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendisiyle alay edebilmek bir zekadır.” (Orhan Kemal)
Kazanmış Olduğunuz Özgüveni İyileştirmek İçin 9 Kural
ο Sizi ve duygularınız yıpratacak şeyler yerine daha iyi hissettirecek uğraşlar edinin. Kötü ve iyi arasında bir denge kurun ve kurallarınızı yıkmamalarını sağlayın.
ο Kendiniz ve çevreniz hakkında olumlu düşünün! Asla kibre kapılmayın ve bu sayede kazanmış olduğunuz özgüveni muhafaza edin.
ο Hatalarınızdan ve deneyimlerinizden ders çıkarın. Hayatın tek yönlü olduğunu unutmayın ve geri adım atmayın!
ο Hayal kurmak çok güzeldir. Motivasyonu da arttırır, lakin bunun hayatınıza etki etmesine izin vermeyin. Gerçekçi hedefler belirleyin!
ο Cesaretli olun! Korkularınızın üstüne gidin ve onların sizi bu hayatta mağlup etmesine izin vermeyin.
ο Bilgi akışını asla kesmeyin. Unutmayın öğrenmek size her zaman yeni şeyler katar. Öğrenmeye devam edin.
ο Kendiniz ve çevreniz için işe yarar şeyler yapın. Bu biraz göreceli bir kavram olsa da size ve günlük hayatınıza katkı sağlayacak eylemleri işe yarar olarak nitelendirebiliriz.
ο Basitliğe önem verin. Basit yaşayın hayatı.
ο Değişimlere sıcak bakın, onları hoş karşılayın. Değişmekten çekinmeyin.
“Hayır” Diyemeyen İnsanların Yaşadığı 15 Sorun
ο Özgüven basamaklarının en önemlilerinden biri olan “Hayır!” diyebilme ve diyememe, günlük hayatta da insanları çok fazla etkiliyor. Birlikte bakalım “Hayır!” diyemeyen insanların yaşadığı sorunları.
ο Her zaman kendilerine; “Her zaman evet diyorum ama bu sefer hayır diyeceğim!” derler ve yine de evet derler.
ο Devamlı evet dedikleri için bütün insanlara katlanmak zorunda kalırlar. (Hayır diyemediği için hayatları hep kalabalıktır!)
ο Hayır demeyi beceremedikleri için sergiledikleri davranışlar ve tavırlar bütünü “Kıvırmak!” olarak algılanır.
ο Hayır dedikleri zaman üzüleceklerini düşünürler fakat evet dedikleri için daha çok üzülürler.
ο Hayır diyememek sebepsiz yorgunluklar hissetmenin en temel sebeplerinden biridir.
ο Hayır demeyi öğrenmeleri bazen acı tecrübeler sonrasında olur. (Kötü bir şakaya maruz kalabilirler ya da “İlk sen yap!” laflarına. Ne yazık ki ikisinin de sonu iyi bitmiyor!)
ο Hayır diyemediklerinden dolayı en çok suçlandıkları şey “Başkalarına kendini sevdirmeye çalışmaktır!”
ο Sadece hayır diyemedikleri için; sevmedikleri yerlere gidip, sevmedikleri kişilerle görüşürler ve hiç haz etmedikleri işleri yapmak zorunda kalırlar.
ο Kötü bir şey fakat istismara ve kullanılmaya açık hale gelirler. (En çokta bu yüzden öğrenmeleri gerekir hayır demeyi!)
ο İş hayatlarında ki bütün ayak işleri ve angaryaların kendilerine kaldığını görürler.
ο Keşkelerin çukuruna düşmüşlerdir ve buradan çıkması çok zordur.
ο “Hayır” dememeyi; “İyi niyet”, “Yumuşak yüzlülük” ve “insaniyet” olarak görürler fakat hayır diyememek ciddi bir rahatsızlıktır.
ο Hayır demedikleri için evet dedikleri zamanlarda da çok fazla kale alınmazlar.
ο Hayır diyebilseler de en ufak bir ısrar sonucunda evet demeleri ile ünlüdürler.
ο Ve “Hayır” diyemeyenler için bir atasözü vardır; “Yüzümün yumuşağından donumun ıslağı kurumadı”
“Herkese evet derken dikkat edin, sakın her defasında kendinize hayır diyor olmayasınız?” (Paulo Coelho)
Özgüven Temalı En iyi 10 Film
Özgüven eksikliği yaşıyorsanız, kendinize sair hiç umudunuz yoksa, mutlaka izlemeniz gereken filmler vardır derim. Başkalarının azimleri sizler içinde ilham olabilir. Motive olmak, başka gözlerden dünyaya bakabilmek için bazen filmlere ve kitaplara ihtiyaç duyarız. Kendinizi hafife almayın! İyi Seyirler.
Kral İçin Hologram
Şimdi Ya da Asla
Küçük Gün Işığım
Umudunu Kaybetme
Can Dostum
Forrest Gump
Rocky
Ölü Ozanlar Derneği
Kör Nokta
Zoraki Kral
Özgüven Eksikliğinizi Karanlık Sulara Gömecek 8 Özgüven Kitabı
Film izlemeyi sevmiyorum! Kitap okuduğum zaman daha rahat uygulayabiliyorum diyenler için, özgüven eksikliğini giderecek sekiz adet kitabımız var. Kitap okumaktan hoşlanıyor ve okuduklarınız hayata geçirebiliyorsanız eğer; tam sizlik kitaplar!
Özgüven Kazanma Yolları 1 & 2

Özgüven
30 Adımda Özgüven
Özgüven Kazanmak
Potansiyelinizi Artırın – Özgüven ve Özsaygı Kazanmak
Cesaret: Korkunun Üstesinden Gelmek ve Özgüven Geliştirmek
Yaratıcı Özgüven
- Evden Eve Nakliyat Yapmak İçin 10 Neden - 1 Eylül 2018
- 30 Mart’ta ”Vahşiler’ Sinemalarda - 26 Mart 2018
- 30 Mart’ta ”Escape Plan 2: Hades” Sinemalarda - 25 Mart 2018
[…] kazanımı, özgüven kazanma (Ben hipnoz yöntemini kullanmak istemiyorum diyenler için; 10 Adımda Özgüven Kazanma adlı yazımızı tavsiye ederim.), sınav kaygısı, öfke kontrol eğitimi, sigara bırakma, […]
[…] 10 adımda özgüven kazanma (Eda Akboğa) Yazıyı okumak için tıklayın. […]